Osmanlı Devletinde Kalender Şah İsyanı
Hacı Bektâş-ı Velî soyundan olup «Kadıncık Ana'dan doğma Habib Efendi'nin torunu» olduğu rivayet edilir. Yine rivayete göre babası İskender, Hacı Bektâş-ı Velî'den sonra gelen büyük Bektaşî şeyhi Balım Sultan'ın oğludur. Anadolu'da Safevîler'in desteğiyle çıkarılan isyanların en önemlilerinden birinin liderliğini üstlenen Kalender'in Hacı Bektaş ocağı şeyhi olması dışında hayatı hakkında bilgi mevcut değildir.
Yavuz Sultan Selim 1512 yılında tahta çıktıktan sonra Türkmenlerin hiç de alışık olmadığı bir İslami yaşam biçimini, diğer bir deyişle şeriat düzenini kabul ettirmeye yönelik önlemler aldı. Bu nedenle Anadolu’ya ağırlıklı olarak göçebe - yarı göçebe toplum ilişkilerini sürdüren, yerleşikliğe geçmiş olsa bile henüz kendi kültürel değerlerinden kopmamış halkın gelenek ve göreneklerine ters düşen, şeriat kurallarını ise katılıkla uygulayan bol miktarda beyler, kadılar, din görevlisi ve çeşitli düzeylerde yöneticiler gönderilmiştir.
Bir de buna göçebe ve köylülerden alınan vergilerin yükseltilmesini, aşiret reislerinin güç ve hareket alanlarının sınırlandırılmasını, temel gelir kaynaklarından olan tımarların kimi aşiret çevrelerinin ellerinden geri alınmasını eklersek olayın boyutları yeterince anlaşılır. Bu durumda o güne dek sürdürdüğü yaşama biçimi, töre ve törenlerini hiçe sayan, ekonomik olarak kendilerini bunaltan bu katı uygulama ve saldırganlıklara karşı Alevi halkı aktif direnişe yönelim dışında fazla bir seçeneği kalmıyordu.
Anadolu Alevilerinin konumu açısından bir dönüm noktası olan Şah Kalender ayaklanması da bu koşullarda ortaya çıkmıştı. Bu nedenle İkinci Beyazıt’ın son dönemlerinden itibaren Anadolu’da çeşitli türden baskılarla bunaltılan göçebe ve yarı göçebe Türkmen halkın ayaklanmalarında kısa bir dönem içerisine sığan büyük bir yoğunluk göze çarpmaktadır.
Genel olarak isyanın çıkış nedenleri:
- Anadolu kasıp kavuran yokluklar.
- Toplumun üzerindeki kesintisiz süren baskı ve kıyımlar.
- Halkın üretimin çeşitli adlar altındaki kaldırılamayacak ölçüde ağır olan vergiler yoluyla yağma ve talan edilmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan aşırı yoksulluk.
- Sultanın kulları sayılan toplumun sürekli sonu gelmez seferlere götürülmesi ve gidenlerden bir çoğunun geri gelmemesi.
- Türkmen kökenli tımarlı sipahilerin timarlarının ellerinden alınması.
- Adalet dağıtmakla yükümlü kadıların adaletsizliği ve başını alıp yürüyen rüşvet ve yolsuzluk.
- Bitmek bilmeyen sıkıntılardan bunalan toplumun devlet idaresinden hoşnutsuzluğu.
Ayaklanmanın Büyümesi ve Yayılması
Anadolu’da artan malî sıkıntılar yanında yeni düzenlemelerden memnun olmayan ve yoğun Safevî propagandasından etkilenen Türkmen gruplarının destek verdiği Kalender’in isyanı 1526 Mohaç seferi sırasında patlak verdi. İsyan Orta Anadolu’da süratle yayıldı. Kalender’in isyanı sırasında Çiçekli, Akça Koyunlu, Masadlı, Bozoklu gibi büyük Türkmen aşiretleri onun yanında yer almıştı. Ayrıca daha önce çıkan Baba Zünnun isyanında dağıtılan gruplar da ona katılmıştı. Kaynaklara göre Kalender’in etrafında 30.000 kişi toplanmıştı. İsyanın başlaması ve yayılması haberi Kanûnî Sultan Süleyman’a sefer dönüşü Petervaradin’de ulaştı. Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa ile Karaman Beylerbeyi Mahmud Paşa isyanı bastırmakla görevlendirildi. Bu kuvvetler yetişmeden önce Rum ( Sivas ) Beylerbeyi Yâkub Paşa Kalender’e mağlûp oldu. Ardından Diyarbekir Beylerbeyi Deli Hüsrev Paşa ile Pasin ovasında yapılan çarpışmada geri çekilmek zorunda kalan Kalender, Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa’yı Karaçayır’da yenilgiye uğrattı. Behram Paşa, kendisine katılan Karaman ve Halep beylerbeyileriyle birlikte Tokat civarında Cincife’de tekrar onunla savaşa tutuştu ( 8 Haziran 1527 ). Çok çetin geçen savaşta Behram Paşa yine mağlûp oldu. Karaman beylerbeyi, Alâiye, Amasya, Birecik beyleriyle Karaman ve Anadolu timar defterdarları hayatlarını kaybettiler.
Kalender Çelebi’nin Yenilgisi ve Ayaklanmanın Sonu
Sadrazam Makbul İbrâhim Paşa, bu yenilgi haberleri üzerine emrindeki 3000 yeniçeri ve 2000 sipahi ile Elbistan’a kadar ilerledi. Osmanlı kuvvetlerinin yoğun baskısı karşısında tutunamayacağını anlayan Kalender İran’a gitmeye niyetlendi, sonra da Bağdat’a yöneldi. İbrâhim Paşa, tedbir olarak Kalender’e mağlûp olan askerleri ordugâhına sokmadığı gibi timarları ellerinden alınmış Dulkadırlı sipahileri ve Türkmen ileri gelenlerini davet ederek eski haklarının geri verileceğini bildirdi. Bunun üzerine Kalender’in safındaki sipahi grupları ve Türkmen beyleri İbrâhim Paşa’nın yanına geldiler. Paşa boy beylerine hil‘at giydirip onlara bağışlarda bulundu. Daha sonra da Kalender’i Elbistan civarında Başsaz yaylasında mağlûp etti. Kalender ile yanındaki Dulkadırlı beylerinden Veli Dündar öldürüldü ( 22 Haziran 1527 ).
Kalender Şah’ın isyanı ilk çıkışı ve görünüş itibariyle Alevî temayüllü Türkmenler’in ihtilâlci mehdîlik anlayışına bağlı bir isyandır. Ancak isyana Osmanlı hükümetinin ve mahallî idarecilerin tutumundan ve yeni malî düzenlemelerden rahatsız olan kimseler de katılmıştır. Böylece bu hareket, 16. yüzyılın başından itibaren Anadolu’yu yangın yerine çeviren ve giderek mahiyeti değişecek olan Celâlî isyanlarının ilk örneği olarak da nitelendirilebilir.