Yirik Fatma
Gaziantep'in Adsız Kahramanlarından Yirik Fatma
Yaslı güneş, ikindi sularında idi. Antep'in yüksek minarelerine ateşli ışıklarını saçarken Şehreküstü semtinde bir kaynaşma, bir hazırlık göze çarpıyordu. Semt binası önüne gelen çeteler, yavaş yavaş cadde ve sokakların boşluğunu dolduruyordu. Antep daha tamamı ile muhasara edilmemişti. Norman nakliye kolunun Nizip'ten hareket edeceği haberi, toplanan kahramanlar için bir düğün havası yaratmış, yeni komşunun oğlu Ahmet'te bunların baş çekeni olmuştu.
Bu semtte böyle bir baskın hareketini işiten asil ruhlu Yirik Fatma adındaki bir Türk kadını cenk elbisesi giyerek eline geçirdiği uzun ve büyük bir et satırı ile bu adsızların arasına girmişti. Onu, bu semtte tanımayan ve bilmeyen yok gibi idi. Çetelerden birisi:
- Yorum, bakın Fatma bacı da geliy.
Diğer birisi:
- Bacı, sen niye geliysin?
Fatma'da:
Benim kanım sizinkinden daha mı şirindir? Gadanızı alıym, demiş. Bu söz, birdenbire ruhlarda bir elektrik kudretiyle gurur şimşeklerini çakmaya başlamıştı. Onun çemrekli şalvarı üzerine inen boz abası, ayağındaki kırmızı yemenisi, ağaran saçlarını kapayan karabaş örtüsü, ruhunun asalet ve vakarını artıran heybetli duruşu, yüzünün buruşuklukları alnında üst üste sıralanan çizgileri, intikamla yanan, kor gibi parlayan gözleri bu dişi aslana bir mehabet vermişti. Güneş, yavaş yavaş yüksek dağların arkasına süzülürken Şehreküstülü Yirik Fatma da bu adsızların arasında gökyüzünü kaplayan alaca karanlığın enginliklerine dalarak Sinan gediğini tutmak için yol alıyordu.
Rumevlek, İbrahimşehir ve Arıl köylerinden gelen Çetelerle Sinan gediğinde iki gün iki gece beklenildiği halde düşman nakliyesinden bir eser görülmediğinden Antep'e avdetetmişti. Yirik Fatma geceleri nöbet bekleyen çetelerin yanına giderek: Siz uyuyun da ben nöbet bekleyeyim der ve nöbet beklerdi. Ona niçin böyle yapıyorsun dedikleri zaman:
- Ben gündüz uykumu alırım. Sizin geceniz yok, gündüzünüz yok. Gâvuru beklemek sevap değil mi? Diye hele Sinan gediğini beklerken söylediği şu söz ne kadar asildir, ne kadar ilâhidir: “Bu gâvurlar neden gelmiyler?” Evet, cenk isteyen, cengi seven cenkten kaçmayan bir ruh ki, Mehmetçiğin beşiğini bununla sallamış, Mehmetçiği bununla avutmuş, bununla büyütmüştü...