İnebahtı Deniz Savaşı

İnebahtı Deniz Savaşı

    Sokullu Mehmet Paşa’ya «Biz Kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı’nda bizi yenmekle, sakalımızı traş ettiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez, fakat kesilen sakalın yerine daha gür çıkar.» cümlesini kurduran İnebahtı Deniz Savaşı’nın detaylarını birlikte inceleyelim. 

 

Osmanlı Denizcilik Tarihinin Büyük Yenilgisi

    Venedik hakimiyetindeki Kıbrıs’ta yer alan korsanların bölgeden geçen gemilere saldırmaları Mısır’a giden deniz yolunun güvenliğini tehdit etmektedir. Bunun üzerine Sultan II. Selim döneminde hem bu yolun emniyetini sağlamak hem de Akdeniz’in doğusunu kontrol altına almak amacıyla 1570 yılında Kıbrıs’a sefer düzenlenir. Yaklaşık 2 ay süren kuşatma sonunda Lefkoşa alınmış, Magosa üzerine yürünmüştü. Adadaki birliklerin çeşitli eksikleri ve soğuk hava şartları Magosa kuşatmasının uzamasına sebep olmuştu. Bununla birlikte, Kıbrıs’a düzenlenen sefer, Avrupa’da büyük tepkilere yol açmış ve Papa V. Pius’un çabalarıyla 1571’de Venedik ve İspanya gibi güçlü denizci devletlerin bulunduğu bir haçlı ittifakı kurulmuştu. 

İnebahtı Deniz Savaşı
Andries van Eertvelt tarafından resmedilen The Battle of Lepanto ( İnebahtı Deniz Savaşı ) Tablosu, 1640, 

 

    Magosa Kuşatmasını sonlandırmak isteyen Osmanlı Devleti, bir yanda iki büyük filo için hazırlıklara başlarken diğer yanda Rumeli ve Anadolu’daki Kadılıklara kürekçi temini, Çorum, Ankara, Çankırı ve Canik sancaklarına da sipahileri ile beraber donanmaya katılmaları için emirler göndermekteydi. Bahar aylarına gelindiğinde hazırlıklar genel anlamda tamamlandı. Birinci filo, Kıbrıs’a yardım götürmekle, ikinci filo ise düşman sahillerine akın yapmakla görevlendirildi. Ancak iki filonun da komutasına getirilen paşalar, kara savaşlarında başarılı bir geçmişe sahip olmalarına rağmen denizcilik alanında yeterli tecrübeye sahip değildi. 

 

Kıbrıs Yolunda

    Kıbrıs’a gidecek olan Kaptan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşa Mart 1571’de 100 civarında kadırgadan oluşan donanması ile İstanbul’dan yola çıktı ve nisan ayının sonunda Magosa’ya ulaşarak yaklaşık 20 gemiyi Kıbrıs’a bıraktı, ardından da Batı’ya yöneldi. Donanma Serdar-ı tayin edilen Pertev Paşa ise 120 gemiyle mayıs ayından İstanbul’dan yola çıktı.

İnebahtı Deniz Savaşı

    Donanma Eğriboz Adası’na ulaştığında ( Batı Ege ) Cezayir Beylerbeyi Uluç Ali Paşa ve Trablusgarp Beylerbeyi Cafer Paşa yaklaşık 20 gemilik bir filoyla gelerek Pertev Paşa’ya katılmışlardır. Bölgede gemilerin bakımları yapılmış ve güneye doğru yol alınırken Kaptan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşa’nın da katılımıyla dev bir donanma oluşmuştur. Haziran ayına dek bölgede kalan donanma önce Girit adasına akın düzenlemiş ardından da Zanta ve Kefalonya gibi İyon adalarını yağmalayarak Arnavutluk kıyılarına ulaşmıştır. 

 

İnebahtı’da Olanlar

    Osmanlı donanması, Adriyatik Denizi’nde Venediklilere ait liman ve adalara yaptıkların baskınlardan sonra eylül sonunda dönerek İnebahtı’da demirledi. İnebahtı’nın seçilmesindeki amaç, seferler dolayısıyla yorgun düşmüş donanmayı kış boyunca burada tutmak ve dinlendirmekti. Bu süreçte, sancak beyleri izin isteyerek askerleriyle beraber donanmadan ayrılmaları kürekçi ve savaşçı eksiğine sebep oldu. Osmanlı cephesinde bu durumlar yaşanırken Don Juan komutası altındaki İspanyol donanması Barselona’dan yola çıkarak ağustos ayında Messina’ya ulaştı. Venedik ve Papalık donanmaları da aynı tarihlerde İspanyol donanmasına katıldı ve Birleşik Haçlı Filosu toplandı. Papalık Donanmasının ısrarıyla Osmanlı Donanması üzerine gidilmesine karar verildi. Bu haberin Osmanlı tarafında alınması üzerine Barbaros Hayrettin Paşanın oğlu Hasan Paşanın da bulunduğu bir savaş meclisi toplandı. 

İnebahtı Deniz Savaşı

    Küçük yaşlardan beri tecrübeli reislerin yanında yetişen Uluç Ali Paşa, ciddi eksikleri olan donanmanın körfezden çıkmamasını ve müttefik donanmasının burada beklenmesi teklifinde bulundu. Pertev Paşa da aynı düşünceyi paylaştığını belirtirken Müezzinzade Ali Paşa’nın bu görüşe karşı çıkarak aldığı emir gereği mutlaka savaşmaları gerektiğini ifade etmesi işleri zorlaştırmış ve sonunda donanma demir alarak İnebahtı Körfezi’nden çıkmıştır. 

    Yaklaşık 250 gemi ve 25 bin civarında askerle 7 Ekim 1571 günü körfezin çıkışına gelen Osmanlı donanması; sağda Şolok Mehmet Bey, merkezde Kaptan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşa ve solda Uluç Ali Paşa olacak şekilde pozisyon almıştı. Merkezde Don Juan, solda Venedikli Amiral Agostino Barbarigo, sağda Giovanni Andrea Doria olacak şekilde konumlanan Haçlı donanması ise Osmanlı ile aynı sayıda gemiye ve 37 bin askere sahipti. Bununla birlikte, Haçlıların top sayısı Osmanlı donanmasından fazlaydı.

    Savaşın seyrinde kilit nokta oynayacak olan 4 adet Venedik Mavnası sol ve merkez kısımlarında konumlanmıştı. Mavnalar, büyük gemiler olup genellikle ticari amaçla kullanılsa da Venedikliler mavnaların boyutundan yararlanarak içlerine çok sayıda top yerleştirmişti. Bu sayede bu gemiler yüzen kale görevi yapmış ve merkezden yapılacak hücumları perdelemişti. Osmanlı merkez kuvvetindeki kadırgalar hücum esnasında toplarını ateşleseler de menzil yetersizliği sebebiyle hedeflerini vuramamışlardı. 

    Verilen kayıplara rağmen ön hattı geçen Osmanlı gemileri, Venediklilere saldırmış ve gemiler birbirine rampa etmeye başlamıştı. Bunu farkeden bazı Haçlı gemileri yardıma gelerek Osmanlı’nın çabalarını sonuçsuz bırakmıştı. Bunlarla birlikte Osmanlı gemilerindeki Hristiyan esirlerden oluşan kürekçilerin isyanıyla durumlar Osmanlı aleyhine gelişmeye başlamıştı.

İnebahtı Deniz Savaşı

    Savaş sırasında Şolok Mehmet Bey’in şehit olması, kıyıya doğru sıkışan Osmanlı sağ kanadını iyice dağıtmış, İspanyol ve Papalık askerlerinin Kaptan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşa’nın gemisini zapt etmeleri Osmanlı askerlerinin savaşma azmini yitirmelerine sebep olmuştu. Geri çekilme sırasında Barbaros Hayrettin Paşa’nın torunu Mahmut Bey, Pertev Paşayı denizde yüzerken fark etmiş ve diğer askerlerle beraber onu da kurtarmıştı. Merkezde ve sağ kanatta bunlar yaşanırken, solda Uluç Ali Paşa Giovanni Andrea Doria’nın olduğu Haçlı kanadını önce açığa çekmiş, ardından sert bir hücum yaparak birçok gemiye hasar vermişti. Merkezdeki Osmanlı kuvvetlerine yardım için geldiğinde Kaptan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşa’nın öldürüldüğünü ve kafasının kesilip gemi burnuna takıldığını görüp kurtarabildiği kadar gemi ve askeri alarak güneye ilerlemiş, savaş alanından hızla uzaklaşmıştı. 

 

Savaş Hakkında

  • Kanuni Sultan Süleyman döneminin son yıllarından itibaren Osmanlı’da teknolojik alanda yaşanan duraklamalar,  İnebahtı Savaşı’na da yansımıştı. Haçlı filosundaki toplar Osmanlı’ya göre hem daha uzun menzilliydi hem de yıkıcı etkiye sahipti. 
  • Don Kişot romanının yazarı Cervantes de bu savaşta İspanyol safında yer almış ve sol kolunu kaybetmiştir.
  • Savaşın Osmanlı’ya etkisi yıkıcı olmuş, 20 bin şehit verilmişti. Ayrıca 200 civarında gemi de ya batırılmış ya da Haçlıların eline geçmişti. 3000 denizci ise esir düşmüş, bazıları fidye ödenerek geri alınmıştı.
  • Haçlı cephesinde ise 10 bin asker hayatını kaybetmiş, 20 civarında gemi de batırılmıştı.
  • Savaşın ardından, Uluç Ali Paşa Kaptan-ı Derya yapılarak Kılıç Ali Paşa ismiyle anılmaya başlamıştır. 
  • Yeni donanmaların yapılması konusunda başta dönemin padişahı 2.Selim ve Sokullu Mehmet Paşa çaba sarfetmiştir. Bu çabalar sonuç vermiş, yeni donanmayla 1674 yılında Tunus tamamen fethedilmiştir. 

 

Önceki KonuBöceklerin hayatı
Sonraki Konu'Dünya Dışı Kalıntılar' Mexico City'de Ortaya Çıktı
Bu yazıya henüz yorum yapılmamış, ilk yorum yapan siz olun...
Yorum Yapın
E-posta hesabınız yayınlanmıyacaktır.
Web site zorunlu değildir.
Güvenlik kodu