Amasya’nın Tarihi Mekanları
Amasya’nın Tarihi Mekanları
- GENEL KÜLTÜR
- Thu, 17 Jun 2021 19:02:14
- Thu, 17 Jun 2021 19:02:14
Amasya birçok şairin, yazarın, sanatçının çıktığı Türkiye’de gezilecek yerler arasında olan bir ildir. 2014 yılında yapılan sayımlara göre 320 binlik nüfusuyla orta Karadeniz bölgesinde yer alan en önemli şehirlerdendir. Elmasıyla meşhur ilimiz, tarihi yerleriyle en güzel tatil yerleri arasındadır. Etrafında Tokat, Çorum ve kuzeyinde Samsun bulunmaktadır.
Amasya’ya Nasıl Gidilir?
Amasya, İstanbul’a 670 km. Ankara’ya 336 km. uzaklıktadır. Karayolundan Kırıkkale ve Çorum’dan geçen karayolu ile gidilebilir.
Amasya’nın Tarihi
Antik İris veya Yeşilırmak’ın ikiye ayırdığı Amasya kayaların arasına kurulmuş bir nehir kentidir. Tarihte Harşena olarak bilinen Amasya Kalesi’nin de bulunduğu tarafta konaklar, tarihi evler ve kaya mezarları vardır. Nehrin diğer yakasında ise yeni şehir kurulmuştur. Bu nedenle Amasya tarihi eserler bakımından oldukça zengindir.
Hitit, Frig, Med ve Pers dönemlerinden sonra şehrin ismine ilk kez Hellenistik dönem sikkelerinde rastlanır. MÖ 2. yy.daki 2. Mithridates dönemi sikkelerinde Amaseia, Amassia ve Amasseias yazıları görülmektedir. Bir başka görüşe göre de Amazonlar tarafından kurulmuş olan kent kraliçe Amasia’nın ismini taşımaktadır. Dünya tarihinin ilk coğrafyacısı kabul edilen Strabon da Amasya’da doğmuş, yaşamış ve ölmüştür.
Hellenistik Çağda Pers ve Pontus, MÖ 29-MS 395 arasında Roma, sonra Bizans hâkimiyetinde olan şehir 1075 yılında Melik Ahmet Danişmend Gazi tarafından ele geçirilmiştir. 1243 yılında Selçukluları yenen Moğollardan sonra 1341 yılında da Eretna Beyliği bölgede etkin olacaktır.
Amasya, 1386 yılında Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katılır. Osmanlı Tarihi’nde Ankara Savaşı’nın ardından yaşanan karışıklıklar Çelebi Sultan Mehmet ile bitecek ve yepyeni bir dönem başlayacaktır. Osmanlı Tarihi’nde aralarında daha sonra padişah olacak Yıldırım Bayezid, 1. Mehmet, 2. Murat, Fatih Sultan Mehmet 2. Bayezid ve 3. Murat gibi çok sayıda şehzadenin valilik yaptığı sancak olan Amasya, “Şehzadeler Kenti” olarak da isimlendirilmiştir. Fransız gezgin G. Perrat ise 1861 yılında geldiği Amasya’yı, “Osmanlı’nın Oxford’u” olarak tanımlamış. Mustafa Kemal Atatürk’ün 12 Haziran 1919 günü geldiği Amasya, Milli Mücadele yıllarında da çok önemli bir merkez olmuştur.
İşte sizin için derlediğimiz Amasya’nın tarihi yerleri.
Amasya Müzesi
Amasya tarihi yerler arasındaki eserleri incelemeye ve kenti gezmeye Mustafa Kemal Paşa Caddesi üzerindeki Arkeoloji Müzesi ile başlayabilirsiniz.Amasya Müzesi’nde Kalkolitik Çağ’dan başlayarak 12 ayrı medeniyete ait eserler sergilenmektedir. MÖ 14. yy. civarına tarihlenen Hitit tanrısı Teşup heykelciği, MS 3. yy.Roma dönemi sikkeleri, mücevherleri, Saraycık definesi unutulmamalıdır.
Ayrıca müzenin ikinci katındaki özel salonda sergilenmekte olan ve 14. yy.a tarihlenen 7 mumya da unutulmamalıdır. Bu mumyalar Amasya’nın Vali izzettin Mehmet Pervane Bey, Şehzade Cumudar, Emir İşbuğa Noyin gibi yöneticilerine ve onların aile fertlerine aittir. Müzenin bahçesinde de çok sayıda iyi durumda lahit göreceksiniz.
Kral Kaya Mezarları
Kalker kayalara oyularak yapılan Kral Kaya Mezarları ilginç görünümleriyle oldukça dikkat çekiyor. Helenistik dönemde Pontus krallarına ait olan mezarların içine yapılmış merdiven ve yollar yer alıyor. Mezarların alt bölümlerinde evler yer alırken yapılan araştırmalara göre 21 mezara ait olduğunu biliniyor. Fakat bunların hepsi günümüze kadar gelmiş değil. Şehrin uzak bölgelerinden bile görünen mezarlar her turistin ilgisini çekmektedir.
Amasya’nın tarihi yerleri için önemli bir kaynak olan mezarların en büyüğü 15 metre yüksekliğindeki bir mağarada bulunuyor. Bazısı büyük bazısı küçük olan mezarlarda Kızlar sarayı denen üç adet kral mezarı bulunmaktadır. Bunun en altında birde tren yolu tüneli bulunuyor. Amasya Tarihi eserler arasında bulunan mezarlar zaman zaman hapishane olarak da kullanılmıştır. Kısacası Amasya gezi listesine katılması gereken yerlerdendir.
Bir görüşe göre bu mezarların ilk olarak Hellenistik dönemde Harşena Dağı’nın güney eteklerindeki kalker kayalara oyulduğu düşünülüyor Strabon’a göre ise bu mezarlar Pontus Kralı Mithridates tarafından yaptırılmış anıt mezarlardır. Yeşilırmak Vadisi’nde küçüklü büyüklü 23 kaya mezarı vardır. Kent merkezine 3,3 km. uzaklıktaki Aynalı Mağara bu mezarların en iyi durumda olanıdır. Bu mağarada Bizans dönemi freskleri vardır.
Amasya (Harşena) Kalesi ile kaya mezarları arasında kalan Kızlar Manastırı, Osmanlı şehzadeleri tarafından harem olarak kullanılmıştır. Sarayın, 15. yy.a tarihlenen iki hamamı vardır. Kaya mezarları 08.00-19.00 saatleri arasında gezilebilmektedir.
Hazeranlar Konağı
Amasya tarihi yerler arasında bulunan Hazeranlar Konağı, simetrisiyle ve rengiyle oldukça uyumlu bir şekilde inşa edilmiştir. Amasya mutasarrıfı Ziya Paşa’nın defterdarlığını üstlenen Hasan Talat Efendi tarafında yaptırılan konak, 1865 tarihine dayandırılıyor. İsmini ise konakta uzun yıllar geçiren Hazeran Hanım’dan almaktadır. Osmanlı mimarisinin izleri görülen konakta, haremli ve selamlık bölümleri yer alıyor.
Bodrum ve iki kat bulunan konak, 1984 yılında müze olarak hizmete açılmıştır. Böylelikle etnografik eserler sergilenmeye başlanmıştır. Amasya’nın tarihi mekanları arasında bulunan konak, yaşadığı depremler dolayısıyla 1998de yeniden restorasyona alınarak 2001 de hizmete açılmıştır. İçerisinde mabeyn odası, mabeyn yatak odası, yemek odası, çeyiz ve hizmetçi odası vardır. Bodrum katı eskiden ahır olarak kullanılırken şimdi güzel sanatlar galerisi yer alıyor. Ayrıca bahçeye inen merdivenlerle Yeşilırmak kıyısına da rastlanmaktadır.
Mumya Ve Arkeoloji Müzesi
1925 yılında inşa edilen müze eserlerin artmasıyla 1977 yılında günümüzdeki bina yapılmıştır. Hititler, Frigler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılara ait birçok eser barındıran müze, Amasya tarihi mekanlar arasındadır.
Üç katlı müzede oldukça ilginç tarihi eserler görmek mümkün. Bodrum katta fotoğraf bölümü, depo ve laboratuar yer alıyor. Asıl giriş bölümünde medeniyetlere ait sikkeler ve arkeolojik kalıntılar bulunuyor. Ayrıca gezmekten yorulanlar içinde dinlenme yeri mevcut.
Üçüncü katta mezar kalıntıları, sütunlar, kitabeler ve sandukalar yer alıyor. Bu kat tamamen Osmanlı ve Selçuklu eserlerine ayrılmış durumda. Müzenin en ilginç bölümü ise mumya bölümüdür. Müslümanlara ait mumyalar bulunan tek müze olan bu yerdeki mumyalar, iç organlarıyla birlikte korunmaktadır. Özellikle burasının ziyareti için bile gelinmelidir. Amasya’nın Tarihi ve turistik kokusu bile ziyaret etmeniz için insanı isteklendiriyor.
Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Müzesi (Bimarhane)
Halk arasında Bimarhane olarak bilinen Amasya Darüşşifası, Anadolu’nun ilk şifa merkezi ve ilk akıl hastanesidir. 1308 yılında Selçuklu Prensesi Yıldız Hatun tarafından yaptırılmıştır. Fatih Sultan Mehmet döneminde çok parlak günler yaşayan şifahane, 18. yy.a kadar işlevini sürdürmüştür. 1385 yılında Amasya’da doğmuş olan Şerafeddin Sabuncuoğlu, şifahanede çalışmış hekimlerin en ünlüsüdür. Eserleri ve eserlerinin bilimsel değeriyle tıp tarihçileri tarafından önemli bilginler arasına yerleştirilmiştir.
Şifahanenin girişinde sağınızda kalan salonda Sabuncuoğlu’nun on dokuz cerrahi uzmanlık dalı, kullandığı yüz seksen alet ve resimlerle bu aletlerin nasıl kullanıldığının anlatıldığı vitrinler vardır. Ayrıca Sabuncuoğlu’nun deneysel tıp çalışmaları da maketlerle gösterilmiştir. Sol tarafta kalan salon ise müzikle tedavi çalışmaları için ayrılmıştı. Bu salonda İslam müzik aletlerini içeren zengin bir koleksiyon sergilenmektedir. Tam karşınıza düşen eyvan ve iki küçük salonda da müzisyen maketlerini ve tedavilerle ilgili canlandırmaları görebilirsiniz.
Atatürk Anıtı’na yürüme mesafesinde olan müze 09.00- 17.00 saatleri arasında gezilebilmektedir.
Yeşilırmak üzerindeki bir diğer önemli nokta da Künç Köprü’dür. Selçuklu dönemine tarihlenen köprü Bayezid Paşa ve Şamlar mahallelerini birbirlerine bağlar. Çağlayan (Iltekin Gazi), istasyon (Meydan), Helkıs (Hükümet), Mağdenus (Maydanoz) köprüleri Yeşilırmak üzerindeki diğer köprülerdir.
Sabuncuoğlu Müzesi’nin hemen arkasındaki 15. yy Mustafa Bey ve Künç Köprü’nün yakınındaki 15. yy Kumacık hamamları, türbeler, çeşmeler, anıt ağaçlar, tarihi valilik ve belediye binaları da Amasya’nın diğer görülmesi gereken ilginç noktalarıdır
Amasya’nın Minyatür Kent Müzesi
Tarihi kent Amasya’nın 1914 yılında çekilen bir fotoğrafa göre yapılan maketi ziyaretçiler tarafından ilgi odağı olmuştur. 2010 yılında ziyarete açılan müze, nostaljik görünümü ve kültürel yapısını oldukça güzel yansıtmaktadır.
Diğer müzelerden farkı gece ve gündüz yaşatılmaya çalışılmıştır. Yani 10 dakika içinde ezan okunuyor, güneş doğuyor ve evlerin ışıkları yanıp kapanıyor. Şehrin birçok tarihi ve yeşil alanları buradan görülüyor.
Yani şehri görmeden önce buraya gelerek Amasya’nın tarihi eserleri hakkında bilgi alabilirsiniz. 80 metrekarelik bir alana yapılan maket, Türkiye’nin ölçek bazında en büyük maketidir. Yapılan yıldız simülasyonu ile bir günü hızlı bir şekilde yaşayacaksınız. Hayvanlar, ağaçlar, yeşil ırmak, kral kaya mezarları da maketten net bir şekilde görülmekte. Buda müzeyi Amasya tarihi yerler arasına alıyor.
Torumtay Türbesi
1278 yılında Amasya valisi Seyfeddin Torumtay tarafından yaptırılan türbede kendisi, çocukları ve torunları yatmaktadır. Kesme taştan yapılan türbe dikdörtgen planlıdır. Tonoz ve duvar örgüsü sıvayla kaplanarak gizlenmiştir.
Gök Medrese Cami’nin karşısında bulunan türbe 6 ayakla güçlendirilmiştir. Amasya tarihi eserler arasına girmiş nadide eserlerdendir. Süsleme ve bezemelerle diğer Selçuklu türbelerinden ayrılmaktadır. Güney cephesindeki nişli (içe oyulmuş) pencere daha sade olarak tasarlanmış ve ufak bir yapım kitabesi yer alıyor.
Bazı pencereleri tahrip olan türbedeki kitabede Kuran’dan ayetler görülmektedir. Ayrıca doğudan ve batıdan iki girişi bulunmaktadır. İçerisindeki bir pencerede bulunan kitabede 1890 yılında onarıldığı yazılmaktadır. Amasya turistik yerler içinde bir kaynak niteliğinde olan türbenin alt katında cenazelik bulunmakta. Burada Torumtay’a ait sandukada hatla yazılmış Kuran ayetlerine rastlayabilirsiniz.
II. Beyazıt Külliyesi
Cami merkez olmak üzere medrese, türbe ve şadırvan içeren 2. Beyazıt Külliyesi, Amasya tarihi yerleri arasındadır. Avlunun devasa duvarı tüm külliyeyi sarmalamakta ve üzerinde bir kapı bulunmaktadır. Kesme taşlarla simetrik bir yapı oluşturulan külliyede tabhane ve imarethanesi yaşadığı depremle büyük hasar görmüştür.
Günümüze kadar sağlam bir şekilde gelen medresesi ise şuan kütüphane olarak kullanılmaktadır. İki minareli, beş bölmeli son cemaat yeri ve iki kubbeli olarak inşa edilen cami, külliyenin en dikkat çeken yapısıdır. 1939 yılında hasar gören külliye 1954-1971 yılları arasında restore edilmiştir.
Geniş bir kubbeyle örtülen şadırvan sivri kemerli sütunların üstünde durmaktadır. Kubbenin diplerinde ise 19. Yy’a ait manzara resimleri yer almaktadır. Bahçesinde 400 yıllık ağaçlara rastlayacağınız külliyede, 1840 yılında yaptırıldığı bilinen muvakkithane bulunmaktadır.
2. Bayezid Külliyesi, Ziya Paşa Bulvarı ve Mustafa Kemal Paşa Caddesi arasında ve Yeşilırmak’ın kenarında bulunur. Sultan 2. Bayezid adına oğlu Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından 1481-85 yılları arasında cami, medrese, imaret ve şadırvandan oluşan bir külliye olarak inşa ettirilmiştir. Yan mekânlı cami mimarisinin gelişmiş bir örneğidir. İmaret yapısı bugünlerde Maket Müzesi, medrese yapısı ise kütüphane olarak kullanılmaktadır. Cami taç kapısı, kitabesi ve sarkıtları ile dikkat çeker.
Burmalı Minare Cami ve Cumudar Türbesi
Atatürk Anıtı’nın çok yakınındaki 13. yy.da inşa edilmiş olan Burmak Minare, Amasya tarihi yerler arasındadır. 1590 yılındaki depremde, 1602 yılındaki yangında gördüğü zararlar dan sonra onarım görmüştür. Caminin ahşap minaresi kesme taştan burmalı olarak yeniden yapılmış. Burmak Minare’nin bitişiğindeki Cumudar Türbesi 1250 yılına tarihlenir. Bu türbenin içinde bulunan iki mumya Arkeoloji Müzesi’ne taşınmıştır. 18. yy.da Rahtuvanlar ailesi tarafından yaptırılmış olan Taşhan, Burmak Minare’ye çok yakındır. Kesme taş ve tuğladan inşa edilmiş olan 2 katlı, dikdörtgen planlı, 34 odak yapının giriş kapısının üzerindeki kitabe ilginçtir.
Gökmedrese Cami
Amasya tarihi eserler arasında bulunan Gökmedrese Cami, Torumtay Türbesi’nin karşısında yer alıyor. Amasya gezi listesine eklenmesi gereken yerlerdendir. Kesme taştan simetrik bir şekilde inşa edilen cami ismini, yapılışında kullanılan renkli çinilerden almıştır. 1267 yılında yaptırılan caminin doğu cephesinde türbe yer almaktadır.
Amasya müzesinde sergilenen ağaç kapısı ise görülmesi gereken detaylardandır. Camiye eyvanlı ve beşik tonozlu yerden giriş yapılmaktadır. İçerisinde 15 bölümün bulunduğu bu bölümler tonozlar ve kubbeyle örtülmüştür. Mihrap oldukça sade yapılmış ve silindir biçiminde tasarlanmıştır. Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan cami, tuğla külahla örtülmüş kare planlı nadide eserlerimizdendir. Camide yukarı doğru daralan pencereler yer almaktadır. Girişteki üç sandukadan biri Torumtay’ın ailesinden gelen Necip Bey’e aittir.