Kur'an'da Cennet
Kur'an'da Cennet
- DİN ve FELSEFE
- Thu, 17 Dec 2020 23:43:11
- Sun, 4 Dec 2022 14:31:04
Cennet kimilerine göre son hedef... Ulaşılabilecek visal kapısı... Zevklerde derinleşme iklimi..
Nebevi belagat sırrı ile arzu ve hevanın doruk noktası, 'hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği ve insanın tahayyül dahi edemeyeceği' ebedi saadet yurdu... Kur'ani tabirle "Daru's-Selam"...
Kimine göre rıza-yı İlahi yanında iltifat etmeye değmez niam bahçeleri...
Kur'an'da Cennet Tasviri nasıldır?
Cennet Kelimesinin Manası
Cennet kelimesi Arapçada "Cenne" yani örtmek, gizlemek, gizli kalmak manasına gelmektedir. "Cennehu" onu gizledi, "Cenne aleyhi'l-leyl" yani gece üzerini örttü, gizledi denir. Mananın kelime yapısı ile münasebetinden de bitkileri ve ağaçları ile toprağı örten bahçe manasındadır.
Başka bir tarifte de o, içinde ağaçların bolca olduğu bahçedir.
Istılah olarak da Cennet takva sahiplerine dünyadaki imtihanlarının mukabili ecr olarak sunulan, Allahü Teala tarafından çeşitli nimetlerle donatılmış ebedi dar-ı mükafat. Kur'an diliyle Daru'l-Karar, Daru's-Selam..
Kur'an-ı Kerim'de Cennet Kelimesi
Cennet kelimesinin Mu'cemu'l-Müfehres'e bakıldığında türevleri ile birlikte 147 ayette zikredildiği görülecektir. Bunlardan bir kısmı tekil, ekserisi de çoğul sigası ile kullanılmıştır.
Kur'an-ı Kerim'de Cennet'e İşaret Eden Diğer İsimler
Mucizü'l-Beyan Kur'an-ı Kerim'de zikredilmiş olan bir kelimenin bir başka müteradifinin bulunması Kur'an'ın icazına aykırıdır. İlk bakışta müteradif gibi gözükse bile iyice tetkik edildiğinde o kelime yerine kullanıldığı zannedilen diğer kelimenin taşımış olduğu yeni bir manası, kullanıldığı makamda üstlendiği rolü ve faydası söz konusudur. Bu durum Cennet kelimesi için de geçerlidir. Araştırıldığında Cennet kelimesinin yerine zikredilmiş kelimelerin taşımış olduğu yeni bir vazife keşfedilecektir.
Cennet kelimesinin yerine bu anlamda gelmiş isimlerden bazıları;
El-Hüsna ( Daha güzel karşılık ), Daru'l-Ahiret ( Ahiret yurdu ), Daru's-Selam ( Esenlik yurdu ), Daru'l-Karar ( Kalıcı yurt ), Daru'l-Muttekin ( Takva sahiplerinin yurdu ), Daru'l-Mukame ( Asıl oturulacak yurt ), Tuba. İlliyyun, El-Firdes ve Fadl ( Lütuf )'tur.
Kısaca temas etmek gerekirse Cennet Kur'ani tabirle kendisine işaret eden bütün bu isimleri içine alır. Yani Cennet netice itibarıyla mü'minlerin ahireti, ahiret yurdu, esenlik yurdu, dünyadaki salih amellerine mukabil bir mükafat yani el-Hüsna, aynı anda bir fadl ve lütuf, dünyaya nispeti olamayacak kadar daru'l-mukame ( asıl oturulacak yer ) ve daru'l-karar, ( kalıcı yurt ), daru'l muttekin; Cennete ehil olmuş mü'minlerin yurdu, o bir tuba, bir müjde, yükseklerde illiyyun ve güzel niam bahçeleriyle firdevs....
Öte yandan Cennete işaret eden bütün bu isimler zikri geçen ayet ve makamları içerisinde bütünlük taşır. Yani dünyanın geçiciliğinden bahseden bir ayette Cennetin kalıcılığı özelliğini vurgulayan ismi; daru'l-karar ön planda yer alır.( 40 / 39 ) Ve yine Allah'ın fazl ve kereminden söz eden bir makamda Cennet kelimesi yerine örneğin el-fadl kullanılmıştır.( 33 / 47 )
Şimdi bu kelimelerin geçtiği ayetlerden bazılarına göz gezdirelim;
a) El-Hüsna ( Daha Güzel Karşılık ):
"Güzel davrananlara daha güzel karşılık ( Cennet ), bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz ( kara leke ) bulaşır ne de bir horluk ( gelir ). İşte onlar Cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedi kalacaklardır."( 10 / 26 ) "İşte Rablerinin emrine uyanlar için en güzel ( mükafat ) vardır. Ona uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tümü ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, ( kurtulmak için ) onu mutlaka feda ederler." ( 13 / 18 )
b) Daru'l-Ahire ( Ahiret Yurdu ):
"İşte ahiret yurdu ( Cennet )! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. ( En güzel ) akıbet, takva sahiplerinindir." ( 28 / 83 )
c) Daru's-Selam ( Esenlik Yurdu ):
"Rableri katında onlara esenlik yurdu ( Cennet ) vardır. Ve yapmakta oldukları ( güzel ) işler sebebiyle Allah onların dostudur." ( 6 / 127 ) "Allah kullarını esenlik yurduna çağırıyor ve O, dilediğini doğru yola iletir."( 10 / 25 )
d) Daru'l-Karar ( Kalıcı yurt ):
"Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalıcı yurttur."( 40 / 39 )
e) Daru'l-Muttekin ( Takva Sahiplerinin Yurdu ):
"( Kötülüklerden ) sakınanlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiğinde, "Hayır ( indirdi )" derler. Bu dünyada güzel davrananlara, güzel mükafat vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu gerçekten güzeldir !" ( 16 / 30 )
f) Daru'l-Mukame ( Asıl Oturulacak Yurt ):
“O ( Rab ) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda ( Cennete ) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir."( 35 / 35 )
g) Tuba
"İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Tuba onlar içindir."( 13 / 29 )
h) El –Firdevs
"( Evet ) Firdevs' e varis olan bu kimseler, orada ebedi kalıcıdırlar." ( 23 / 11 )
i) El-Fadl ( Lütuf ):
"Allah'tan büyük bir lütfa ( Cennete ) ereceklerini müminlere müjdele."( 33 / 47 )
Cennet'e Taşıyan Ameller
Cennete taşıyan en önemli faktör imandır. Ehl-i Sünnet inancına göre kalbinde zerre miktarı imanı bulunan, işlediği günahların cezasını çektikten sonra neticede Cennete girecektir. Amel-i saliha ıstılahıyla dini terminolojimize girmiş olan insanı Allah'a yaklaştıracak ve rızasına nail kılacak her amel insanı Cennete taşıyan diğer faktördür. Bunların Kur'an'da zikredilenlerinden bazıları şunlardır.
a) İman
"İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar Cennet ehlidir.( 11 / 23 ) iman edip güzel işler yapanları, ( evet ) muhakkak ki onları içinde ebedi kalmak üzere altlarından ırmaklar akan Cennet köşklerine yerleştireceğiz. ( 29 / 58 )... Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, Cennete girecekler." ( 40 / 40 )
b) Salih Ameller
"Erkek olsun, kadın olsun, her kim de mümin olarak iyi işler ( salih ameller ) yaparsa, işte onlar Cennete girerler" ( 4 / 124 ) "İman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için makam olarak Firdevs Cennetleri vardır”.( 18 / 107 ) "Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler; onlar ki, boş ve yararsız işlerden yüz çevirirler; onlar ki, zekatı verirler; ve onlar ki, iffetlerini korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu ( cariyeleri ) hariç. ( Bunlarla ilişkilerden dolayı ) kınanmış değillerdir. Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir. Yine onlar ( o müminler ) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler; ve onlar ki, namazlarına devam ederler. İşte, asıl bunlar varis olacaklardır; ( evet ) Firdevs'e varis olan bu kimseler, orada ebedi kalıcıdırlar”( 23 / l - l 1 ) "Namazlarını koruyanlar; ( itina ile eda edenler ) İşte bunlar, Cennetlerde ağırlanırlar? ( 70 / 34 )
c) Allah ve Resulüne İttiba
"Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır."( 4 / 13 )
d) Takva
"Şu da muhakkak ki, takva sahipleri için Rableri katında nimetleri bol Cennetler vardır." ( 68 / 34 )
"Rablerine karşı takva sahibi olanlar ise, bölük bölük Cennete sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedi kalmak üzere girin buraya, derler."( 39 / 73 ) "..Takva sahipleri, mutlaka Cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar.( 15 / 45 )" "Şüphesiz takva sahipleri Cennetlerde ve nimet içindedirler."( 52 / 17 )
e) Havf İçinde Olma
"Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmış kimse için, şüphesiz Cennet ( onun ) yegane barınağıdır." ( 79 / 41 )
"Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimselere iki Cennet vardır." ( 55 / 46 )
f) Nefsin Arzularına Karşı Gelme
"Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmış kimse için, şüphesiz Cennet ( onun ) yegane barınağıdır.( 79 / 41 )
Cennete Giriş Allah'ın Fazl ve Keremiyledir
Bilindiği gibi Cennet hayatı ebedi olacaktır. Dolayısıyla insanın geçici dünya hayatında yapmış olduğu salih amellerin ebedi Cennet hayatıyla mukayesesi makul olmasa gerekir. Bu noktada birçok ayet-i kerime Cennete girmeyi "İdhal" ( girdirme ) lafzı ile beyan etmiştir.
"Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunanları, zemininden ırmaklar akan Cennetlere koyar ( idhal eder )."'( 22 / 23 )
"Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. ( Dedik ) Ben, erkek olsun kadın olsun - ki hep birbirinizdensiniz - içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, Benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; and olsun, Ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Allah; karşılığın güzeli O'nun katındadır." ( 3 / 195 )
İman edip de iyi işler yapanlar. Rablerinin izniyle içinde ebedi kalacakları ve zemininden ırmaklar akan Cennetlere idhal edileceklerdir. ( 14 / 23 )
Cennetin Sıfatları
Mana âleminin, maddi kıstaslarla çevrili insan aklıyla algılanması mümkün değildir. Daha önce zikri geçen "Hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve insanın tahammül dahi edemeyeceği” kutsi hadisi ve İbn Abbas'ın ( r.a ) bu anlamda "Cennetteki isimlerden başka dünyayı ifade eden bir şey yoktur" sözü Cennetin beşer zihni ile tasavvur edilemeyeceğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'de Cennetin tasviri mahiyetinde yer alan ayet-i kerimelerin sadece beşerin zihnine yakınlaştırmak için zikredildiğini söyleyebiliriz. Bu demektir ki Kur'an'da zikrolan Cennet tasviri içerisindeki misal olarak bağ, bahçe, nehir ve benzeri nesneler insan tahayyülünün fevkindedir. Bağları bahçeleri ve altından akan nehirlerin güzelliği hayal dahi edilemez.
Bu gerçekler ışığı altında Kur'an-ı Kerim'in bize çizdiği Cennet portresini şöyle sınırlayabiliriz:
Girilmesi için kapıları olan, içinde üst üste konmuş konakları, altından içenlere zevk veren şarap ve süzülmüş baldan ırmakların aktığı sarmaş dolaş olmuş koyu yeşilliklerin ve meyveleri kolayca toplanabilen ağaçların bolca olduğu bağ ve bahçeler ve içerisinde ebedi yaşam..
Biraz daha detaylarına inmek istersek şöyle ifade edebiliriz:
a) Cennetin Genişliği
Cennetin genişliği ile ilgili sarih bir açıklama olmamakla beraber Hadid suresi 21. ayette Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır;
"Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazırlanmış olup genişliği gökle yerin genişliği kadar olan Cennete koşuşun."( 57 / 21 )
Bu tasvir Cennetin tasavvur edilemeyecek kadar geniş olduğunu ifade eden sadece bir benzetmedir.
b) Cennetin Kapıları
Kur'an-ı Kerim Cennetin birden fazla kapısı olduğunu, zikri geçen ayetlerdeki cemi sigasıyla işaret etmektedir.
"Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise, bölük bölük Cennete sevk edilir, oraya varıp da kapılar açıldığında bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedi kalmak üzere girin buraya derler."( 39 / 73 ) "Kapıları yalnızca kendilerine açılmış Adn Cennetleri vardır." ( 38 / 50 )
Bunun dışında; adedi hakkında, bazı hadislerde 8 kapısı olduğu rivayeti yer almaktadır.
c) Cennetin Meskenleri, Odaları
Cennet hayatının önemli bir yerini oluşturan meskenleri ve onun mahiyeti Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette beyan edilmiştir.
"İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükafat vardır. Onlar ( Cennet ) odalarında güven içindedirler." ( 34 / 37 )
"Fakat Rablerinden sakınanlara, üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır."'( 39 / 20 )
"İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan Cennetlere, Adn Cennetlerindeki güzel meskenlere koyar."( 61 / 12 )
d) Cennetin Nehirleri
Kur'an-ı Kerim'de yer alan: Cennet tasvirleri içinde kelimenin çoğul olarak kullanıldığı ayetlerin ekserisinde altlarından nehirlerin aktığı ifade edilmiştir. "İçinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan Adn Cennetleri!" ( 20 / 76 ) "...Peygamberi ve O'nunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan Cennetlere sokar."( 66 / 8 ) "..İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan Cennetler olduğunu müjdele!" ( 2 / 25 ) "Allah onlara, içinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan Cennetler hazırlamıştır." ( 9 / 100 )
Muhammed suresinde ise bu nehirlerin vasıfları bildirilmektedir: "Muttakilere vadolunan Cennetin durumu şöyledir: içinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır."( 47 / 15 )
e) Cennetin ağaç ve meyveleri
Ağaç ve meyveler, sözlük anlamı bağ bahçe olan Cennet için vazgeçilmez unsurlardır.
"Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! Düzgün kiraz ağacı, meyveleri salkım salkım dizili muz ağaçları, uzamış gölgeler, çağlayarak akan sular, sayısız meyveler içindedirler." ( 56 / 27 - 33 )
"Orada, güven içinde ( canlarının çektiği ) her meyveyi isterler."( 44 / 55 ) "( Cennet ağaçlarının ) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur." ( 76 / 14 ) "Orada sizin için bol bol meyveler vardır onlardan yersiniz" denilir."( 43 / 73 ) "O Cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızk olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler. Bu rızklar onlara ( bazı yönlerden dünyadakine ) benzer olarak verilmiştir." ( 2 / 25 )
Cennet Hayatı
Cennetteki hayat Cennet tasvirinin tamamlayıcı bir cüzüdür. Bu yaşamı daha önceki bölümlerde belirttiğimiz gibi maddi kıstaslar çerçevesinde değerlendiremeyiz. Belki Kur'an'ın "takrib" kaidesi ile temsil etmeğe çalıştığı portrelerle günlük hayatımızdaki gerçekleri karşılaştırabilir, neticesinde bir şeyler yakalayabiliriz. Zira daha önce zikri geçen kudsi hadisin hükmü gereği, Cenneti idrak etmek beşer aklının fevkindedir. Bu noktadan hareketle Cennet hayatını aşağıda ayırdığımız fasıllar muvacehesinde anlamağa çalışacağız.
Cennet Ehli
Kur'an-ı Kerim'de muttakilerin, mukarrebunun ve salih amel işleyenlerin Cennete ehil olacağı defalarca beyan edilmiştir.
"( O gün ) Cennet, takva sahiplerine yaklaştırılır."'( 26 / 90 )
"Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise, bölük bölük Cennete sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedi kalmak üzere girin buraya, derler."'( 39 / 73 )
"İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince işte onlar Cennet ehlidir."( 11 / 2 )
"Kullarımızdan, takva sahibi kimselere verdiğimiz Cennet işte budur." ( 19 / 63 )
a) Cennet Ehlinin Yemekleri
"Canlarının çektiği çeşit çeşit meyveler arasındadırlar. ( Kendilerine: ) "İstediklerinizin karşılığı olarak şimdi afiyetle yeyin için" ( denir ).( 26 / 90 ) "Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.( 54 / 22 )" "Kendilerine mühürlü halis bir içecek sunulur."( 83 / 25 ) "Onlar koltuklara yaslanıp kurularak orada bir çok meyveler ve içecekler isterler." ( 38 / 51 )
b) Cennet Ehlinin Giysileri
"İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar." ( 44 / 53 )
"...Onlar Adn Cennetlerinde tahtlar üzerine kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler; ince ve kalın dibadan yeşil elbiseler giyecekler."( 18 / 31 ) "Bunlar orada altın bileziklerle ve incilerle bezenirler. Orada giyecekleri ise ipektir."( 22 / 23 )
c) Cennet Ehlinin Birbirleriyle Görüşmeleri
"Onlar Cennetler içinde sorarlar."'( 74 / 40 )
d) Cennet Ehlinin Zevceleri
"Onlar için Cennette tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada ebedi kalıcılardır."'( 2 / 25 )
"İşte böyle. Bunun yanı sıra Biz onları, iri gözlü hurilerle evlendiririz." ( 44 / 54 )
"( Onlara ) beğendikleri meyveler, canlarının çektiği kuş etleri, iri gözlü huriler, saklı inciler gibi. Yaptıklarına karşılık olarak ( verilir )" ( 56 / 22 - 25 )
e) Cennet Ehline Manevi Arındırma
Cennet ehlinin diğer bir vasfı da kalplerinden kin, hased ve nefretin çıkarılmasıdır; "Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar." ( 15 / 47 ) "Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler. Söylenen, yalnızca "selam, selam"dır". ( 56 / 25 ) "( Cennette ) onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız."( 7 / 43 )
f) Cennet Ehlinin Yorgunluk, Bitkinlik Hissetmemeleri
"O ( Rab ) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda ( Cennete ) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir." ( 35 / 35 )
g) Cennet Ehlinin Her Arzusunun Yerine Gelmesi
"Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır; Gafur ve Rahim olan Allah'ın ikramı olarak. "( 41 / 32 )
h) Ebediyet
Cennet yaşamının en önemli özelliği ebedi olmasıdır. Diğer bir ifade ile Cennete giren orada ebedi kalacaktır. Nitekim birçok ayet-i kerime bu hususu takrir etmektedir.
"İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar. Ve Allah onları cehennem azabından korumuştur ( sürekli hayata kavuşmuşlardır )."( 44 / 56 )
"Onlara orada hiçbir yorgunluk gelmeyecek ve onlar, oradan çıkarılmayacaklardır." ( 15 / 48 ) "( Onlara ): Bugün müjdeniz, zemininden ırmaklar akan ve içlerinde ebedi kalacağınız Cennetlerdir, denilir. İşte büyük kurtuluş budur."' ( 57 / 12 )
"Onları içlerinden ırmaklar akan Cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır."'( 58 / 22 )
Kur'an-ı Kerim'de 147 yerde zikri gecen Cennet beşeri aklın fevkinde güzellik ve nimetleriyle mümin kulların ebedi makamdır. Onu bu sınırlı satırlarla, maddi kayıtlarla tasvir etmemiz mümkün olamazdı. Dolayısıyla bu çalışmamızda sadece Kur'an-ı Kerim'in verilerine işaretle onu fikrimize yakınlaştırmayı hedefledik. Neticede Cennetin iman ve salih ameller kuşağında ehline kucak açmış beklediğini gördük. Duamız dünyada iken onu duyup hissetmek, hemdem olup ona ehil hale gelmek..