İklim Değişikliği Gerçek ve Gezegenimiz Yok Oluyor

İklim değişikliği nedir?

    Gerçekten de IPCC'nin ( Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli ) son raporunun vardığı sonuçlardan biri, halihazırda hepimizi etkileyen bu olgunun etkilerinin hızlanmakta ve yoğunlaşmaktadır. Aslında iklim sisteminin bu dönüşümünün sonuçlarını zaten yaşıyoruz.

    İklim değişikliği, doğrudan veya dolaylı olarak atmosferin bileşimini değiştiren insan faaliyetlerine atfedilen iklim durumundaki değişikliktir . Ağırlıklı olarak küresel ısınmanın neden olduğu , bunun sonucunda kutupların erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi veya aşırı hava olaylarının artması gibi birçok olumsuz etkisi vardır. Sonuçları o kadar ciddi ki kurumlar ve şirketler iklim değişikliğini durdurmak için harekete geçiyor.      

İklim değişikliğinden kim sorumlu?

    Bu sorunun cevabı, IPCC'nin bir başka önemli sonucu. İklim değişikliğinin suçlusu insandır. İnsan faaliyetleri, Dünya'yı ısıtan sera gazları üretti.

İklim değişikliğini durdurabilir miyiz?

    Gerçekte, hayır. İklim değişikliği artık kaçınılmaz. Gezegenimizin sıcaklığı şimdiden sanayi öncesi seviyelerden 1,1°C daha yüksek . Dünya geri dönüşü olmayan bir şekilde değiştiriliyor. Yapabileceğimiz tek şey, küresel ısınmayı engellememizi sağlayacak önlemleri uygulamak. 

İklim değişikliğinin en kötü etkilerini azaltmak için ne yapabiliriz?

    Öncelikle sera gazı salınımını durdurmalıyız. Bunu başarmayı amaçlayan göze çarpan girişim Paris Anlaşmasıdır. 

    20 yıllık müzakerelerin ardından 196 Taraf tarafından kabul edilen ve tek bir nihai hedefle kabul edilen bir anlaşmadır: küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 2°C'nin altında tutmak ve artışı 1.5°C ile sınırlamak için gerekli çabayı göstermek . Nasıl? 2050 yılına kadar karbon nötrlüğü elde ederek. Diğer bir deyişle, azaltım, adaptasyon ve dayanıklılık yoluyla sera gazı emisyonlarını azaltarak. 

    Bunun ne anlama geldiği konusunda size daha net bir fikir vermek için Paris Anlaşmasının amaçları aşağıdaki gibidir:

    Dünyamızı tehdit eden endişe verici eğilimlerle mücadele edeceksek, dünyanın nasıl çalıştığını yeniden düşünmemiz gerekiyor. Mesele şu ki, mevcut sistem bizi ve gezegeni başarısızlığa uğratıyor. 

    Gezegenin kaybettiğini yenilememiz ve geri yüklememiz gerekiyor. Offsetleme artık yeterli değil; çevresel, ekonomik ve sosyal yaraları "iyileştirmeliyiz". Ve bu , gezegenin de gelişebilmesi için gelişen ekonomiler ve topluluklar yaratmayı amaçlayan bir kavram olan sürdürülebilir yenilenme vaadi . 

İklim değişikliğinin nedenleri nelerdir?

    Dünyanın iklimi hiçbir zaman statik olmadı. Milyonlarca yıl boyunca, iklim aşırı soğuk dönemler ( buzul çağları gibi ) ve yüksek sıcaklık dönemleri arasında dalgalandı. Bu değişiklikler , Dünya'nın Güneş'ten aldığı enerjinin ve beş bileşenden oluşan İklim Sisteminin farklı bölümleri arasındaki enerji alışverişinin sonucudur:    

• Atmosfer:  Dünyayı çevreleyen gaz tabakası
• Hidrosfer:  Sıvı haldeki tatlı ve tuzlu su
• Kriyosfer:  Donmuş su
• Litosfer:   Kara
• Biyosfer:  Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar

    Bu beş bileşen etkileşim halindedir ve iklimi belirleyen şey, aralarındaki dengedir. Neden şimdi bir iklim değişikliği yaşıyoruz? Çünkü insan faaliyetleri atmosferin bileşimini değiştirmiştir . Fosil yakıtların yakılması, atmosfere büyük miktarda sera gazı salınımına neden oldu. 

    "Gezegenimizin sıcaklığı şimdiden sanayi öncesi seviyelerden 1,1°C daha yüksek"

    Ama devam etmeden önce , sera etkisinin ne olduğunu biliyor musunuz? Bu, Güneş'ten gelen ısının bir atmosferik gaz tabakası tarafından Dünya atmosferinde hapsolduğu zamandır. Bu gazlar olmadan, bildiğimiz gibi yaşam mümkün olmazdı; gezegen çok soğuk olurdu. Bu gazlar arasında endüstri, tarım ve fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan karbondioksit, azot oksit ve metan bulunur.   

    Sanayileşmiş dünya, bu gazların konsantrasyonunun hızla artmasına neden olurken, insan faaliyetlerinden önce doğa, emisyonları dengelemekten sorumluydu. Şimdi, gezegen fazla gazları "sindiremez" ve bu da sera etkisine yol açar ve bu da küresel ısınmaya neden olur. 

İklim değişikliğinin etkileri

    İklim değişikliği bizi düşündüğünüzden çok daha fazla etkiliyor. Sıcaklıktaki küresel artış, ekosistemlerin ve insanlar da dahil olmak üzere gezegendeki canlıların hayatta kalmasını tehlikeye atan korkunç sonuçlara sahiptir. En ilgili etkiler şunlardır:

    Kutuplardaki buzulların erimesi . 

    Yükselen deniz seviyeleri

    Aşırı hava olaylarının artan sıklığı ve yoğunluğu

    Hayvan ve bitki türlerinin yok olması

    Daha sık ısı dalgaları

    İklim mültecilerinin ortaya çıkışı

    Tüm  dünyada açlığı artırabilecek tarım ve hayvancılık sorunları

    Ekonomik kaynakların bozulması

    Bu etkiler son derece ciddi hale gelebilir. Sıcaklık en azından yüzyılın ortalarına kadar yükselmeye devam edecek.

    IPCC tahminlerine göre, küresel ısınma 2050 yılına kadar 1.5°C ile 2°C arasında olacak. Ve bu, atmosfere CO₂ salmayı bırakmamız durumunda gerçekleşecek. Bunu başaramazsak, artış 4,4°C olacak, bu da Dünya'da yaşamı imkansız hale getirmesi çok muhtemel bir artış.

İklim değişikliği günlük hayatımızı nasıl etkiliyor?

    Ancak iklim değişikliğinin en kötü etkilerini görmek için geleceğe onlarca yıl bakmamıza gerek yok . Bazılarını şu anda zaten yaşıyoruz. Evet, gerçekten: Eşi görülmemiş değişikliklerle karşı karşıyayız ve bazıları zaten geri döndürülemez. 

    Örneğin, Kiribati gibi bazı ada devletlerini şimdiden etkileyen yükselen deniz seviyelerini görüyoruz . Bu Pasifik adası, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak okyanus tarafından yutulan ilk ülke olacak. 

    Son zamanlarda dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri vuran korkunç  selden de bahsedebiliriz .  Uzmanlar , gezegen ısındıkça  su döngüsünün yoğunlaştığı konusunda uyarıyor.  İklim değişikliği ve sel arasındaki ilişki, havadaki nemi artıran ve buna bağlı olarak daha sık ve yoğun yağış olasılığını artıran sıcaklıklardaki artışla açıklanmaktadır.

    Nature dergisinde yayınlanan bir çalışmada, Global Flood Database'in arkasındaki uzmanlar, 2000 ile 2015 yılları arasında sele maruz kalan dünya nüfusunun %20 ile %24 arasında arttığını buldu. 

    Ayrıca yıkıcı yangınlarla karşı karşıyayız. Gerçekten de, yangınların çoğalmasıyla yakından ilgili faktörler olan çölleşme ve kuraklık, gezegenin çeşitli bölgelerini tehdit ediyor.